Başından beri “15 Temmuz’la ilgili kullanılan tanımlama yanlış” diyorum. Diyorum ama kimseye de anlatamıyorum. Hâlâ -bazı zamanlar ben bile- o gün yaşanılanları “darbe girişimi” olarak adlandırıyoruz. Oysa değil! Darbeyi asker yapar, hakiki asker. Tıpkı 1980 yılında olduğu gibi.
Peki 15 Temmuz’da o alçak girişimi yapanlar bizim “hakiki” diyebileceğimiz askerler miydi? Değildi! Çoluğu çocuğu geçin, emir kulları olan o gariban erbaşları saymayın, diğerlerine bir bakın. O koca koca generalleri, F-16 pilotlarını falan bir gözünüzün önüne getirin. Asker miydi onlar? Harbi harbi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hizmet için yemin etmiş vatanperverler miydi?
Ne alakası var! Tamamı haşhaşı çekmiş, beynini taa küçük yaşlarda FETÖ’ye teslim etmiş birer köleydi. Polisin içinde de vardı bunlardan. Yargının içinde de. Daha doğrusu devletin her kademesinde vardı. Hâlâ varlar o ayrı konu ama lafı getireceğim yer şurası: O gün yani 15 Temmuz’da yaşadığımız şey bir darbe girişimi falan değildi. Bir terör saldırısıydı.