Bugünlerde tartışılmasından, konuşulmasından dolayı kendi adıma çok mutlu olduğum bir siyasi mesele var.
Kürt Meselesi…
Başlangıcı uzunnn yıllar öncesine dayanan bu mesele bir kez daha siyasetin odağında ve kamuoyunun gündeminde.
Tüm siyasilerin söylediklerini, tespitlerini, önerilerini ya da itirazlarını dikkatle takip etmeye çalışıyorum.
Çünkü geçmişi 40 yıl öncesine dayanan bu sorunun ancak ve ancak siyasetle, masada, müzakerelerle çözülebileceğine inanan bir demokrat olarak ezelden beridir bir tarafındayım bu işin.
Bilen biliyor zaten ama “bilmeyenler de vardır belki” diye yazayım bir daha…
Çok farklı siyaset anlayışından gelen bir gazeteci/yazar olmama rağmen…
AK Parti’nin 1000 yıldan fazla bir zamandan bu yana aynı topraklarda yaşayan iki milletin kansız, kavgasız, barış ve kardeşlik içerisinde yaşamasını sağlayacak en önemli enstrüman olan siyaseti kullanmak üzere yola çıktığı gün bir demokrat yazar/gazeteci/yurttaş olarak benim üzerime düşen tek şey; o siyasete omuz vermekti!
Sonuna kadar da destek verdim bu yüzden de...
Yüreğimle, duruşumla, kalemimle, sözümle siz deyin; “Çözüm Süreci” ben diyeyim; “Demokratik Açılım” denilen o projenin sorumluluğunu aldım.
....