Daha önce bir defasında ambulansla hastaneye kaldırıldığını arkadaşı haber verdiğinde oracıkta düşüp bayıldığım için bu defa temkinli davranmışlar.
Ancak oğlum hastaneye gidip, ayağı alçıya alındıktan ve benimle görüntülü konuşacak vaziyete gelebildikten sonra haber verdiler.
Ona rağmen o an dünya üzerime çöktü.
Dillerini bilmediğim doktorlarla uğraşamayacağımı bildiğimden ben gitmedim yanına hemen onu getirttim Türkiye’ye…
Ve çok güven duyduğum Türk hekimlerine emanet ettim.
İyi de yapmışım çünkü kırığı bayağı ciddi bir kırıkmış ve alçıyla iyileşmesi zor olacağından ameliyat şartmış.
Çok şükür güzel geçti operasyon ama o süre zarfında yaşadıklarımı bir ben bilirim, bir de Allah…
Tabir-i caizse resmen ömrümden ömür gitti.
Evdeyiz şimdi ama tabii ben kafayı resmen sıyırmış durumdayım.
Elimden telefon düşmüyor… Ne kadar tanıdığım doktor varsa arayıp neden oğlanı acilen ameliyata aldıklarını, doğru bir ameliyat olup olmadığını, bileğine takılan platinin markasından tutun da, bundan sonra neler olacağına dair her şeyi sorgulayıp duruyorum.