Tamı tamına 9 yıl geçmiş onun hayata gözleri kapamasının ardından... Koca bir 9 sene ama ona yaşatılan zulüm öyle derinden etkilemiş ki, o günler daha dün olmuş gibi geliyor insana. Sabah 08.00'de gitmişlerdi Arnavutköy'deki evine. Ansızın çaldıkları o kapının arkasında terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla evinde arama yapmaya çalıştıkları yaşlı kadına, biraz daha yaşatabilmek için kan veriyordu hemşireler. Bilmiyorum sizler de hatırlıyor musunuz değerli okurlarım o günü ve sonrası kamuoyuna yansıyanları... Korkunçtu gerçekten.
O gün de aynı şeyleri düşünmüştüm, bugün de aynı şeyi sorguluyorum: “Nasıl olur? Ömrünü yoksul kız çocuklarının eğitimine, cüzzamlı hastaların sağlığına kavuşmasına adamış bir insana, ölümcül hastalığın pençesindeyken, ölümle burun buruna yaşarken o kötü muamele nasıl reva görülür? Bu kötülüğü reva görenler, bizleri bir yaratan olduğuna ve onun gücüne, adaletine gerçekten inanıyor olabilirler mi? İnanıyor olsalar böyle bir pespayeliğe imza atarlar mıydı?”