Sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim ki vermek istediğim
mesajdan başka manalar çıkarılmasın. Sanırım 7 Haziran seçiminin
sonucuyla ilgili en merak edilen mevzu HDP'nin barajı geçip
geçemeyeceği... Birkaç kez yazdım. Tekrar edeyim: Geçer mi geçmez
mi bilemiyorum ama ben kesinlikle HDP'nin barajı geçmesinden yana
gönül duruşu sergileyen yazarlardanım. Bunu, iki şey için
istiyorum:
1) Barajı geçmesi halinde bu partinin ilerleyen zamanlarda tüm
Türkiye'yi daha fazla kucaklayacak politik bir zemine
oturacağına...
2) Binbir umut ve zorlukla başlatılan Çözüm Süreci'nin daha
sağlıklı ve hızlı şekilde sonuca varacağına inanıyorum. Ancak
bununla birlikte HDP'li adaylara özellikle de eş başkan Selahattin
Demirtaş'a, sergiledikleri aşırı vefasızlık ve kullandıkları
acıtıcı dil nedeniyle naçizane uyarıda bulunmak
istiyorum.
Elbette siyaset yaparken iktidara muhalif duruş sergilemek hakları.
Ancak onlardan beklenen bunu yaparken daha hakkaniyetli, daha
insaflı bir üslup kullanmalarıdır. Asla bunun onlara bir lütuf
olduğunu söylemek değil derdim ama HDP bugün geldiği noktayı, bu
iktidarın 10 yılda demokratikleşme alanında attığı devrim
niteliğindeki adımlara borçludur. Gerçek olan şu ki; eğer bugün
Kürtlerle ilgili toplumdaki algı bambaşka bir noktaya evrilmişse
bunun en büyük nedeni AK Parti'nin çabalarıdır.