Adım gibi eminim bir gün bu hikâyenin kitabı yazılacak, hatta filmi çekilecek... Buna değer de zira gerçekten de İranlı işadamı Reza Zarrab'ın hayat hikâyesi çok acayip bir noktaya evrildi. Ama bu acayiplikten kastım Zarrab'ın yargılandığı davada itirafçı falan olması değil. Ben bu durumu hiç acayip bulmuyorum; aksine başından beri bunun böyle olduğuna inandığım için şaşırmıyorum son gelinen noktaya. Biliyorsunuz, aylar evvel yazmıştım Zarrab'ın eşi Ebru Gündeş ve kızıyla gittiği ABD seyahatinden önce itirafçı olmayı kabul ettiğini. Bana göre o seyahat, Amerika'ya Disneyland'ı görmeye gitme arzusu falan hepsi bir kurguydu ve bu kurgunun geleceği nokta da zaten bu olacaktı. Hülasa... ABD polisi ve yargısıyla anlaşma yapmış olması ve bundan hareketle itirafçılığı falan acayip değil bu hikâyede. Acayip olan bundan sonra yaşayacakları. Bir gün beyazperdeye aktarılırsa bu hikâyenin en seksi, ilgi çekecek tarafı da bu kısmı olacak. Çünkü eğer iddialar doğru ise yeni yılda yani 2018'de Reza Zarrab adıyla, kimliğiyle yaşayan bir insan olmayacak artık! İtirafçılığının karşılığında FBI tarafından tanık koruma programına alındığı için öldürülecek Zarrab. Şu anda ABD'de bir yerlerde FBI gözetiminde bir evde, ama 27 Kasım'dan sonraki gelişmeler çerçevesinde serbest bırakıldıktan sonra bambaşka bir kimlikle yaşamaya devam edecek. Büyük bir ihtimalle koruma programının gereği estetik ameliyatla filan görüntüsü de değiştirilecek. Bilirsiniz, Hollywood yapımı aksiyon temalı filmlerde sık sık işlenir Amerika'daki bu tanık koruma programı. Adam ya da kadın itirafçı olduktan sonra bambaşka bir tip ve görüntüyle, farklı bir kimlikle yeni bir hayata yelken açar.