Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza (cc) hamd, Başöğretmenimiz, Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehl-i Beyti’ne, Ashabına, canımız ana ve babamıza, mü’min kardeşlerimize, Din ve Vatan Muhafızı Gazi ve Şehidlerimize, Allah’ın (c.c) ilke ve inkılâbı İslam’a tabi olanlara salat ve selam olsun!
Bu nasıl zafer ki; Çanakkale, Balkan, İnönü, Sakarya ve Dumlupınar savaşları sonunda iki milyon kilometrekare vatan toprağı, Osmanlı Devleti’yle beraber elden gidiyor. Ve sadece bir avuç Anadolu toprağı elimizde kalıyor. Petrol denizi Musul ve Kerkük bile sınırlarımızdayken terk ediyoruz.
Bu nasıl kahramanlık ki; kıtaların hâkimi cihan devleti Osmanlı üzerinde, planlı bir şekilde bölünmüş sınırlar içinde kırka yakın devletçiklerin kurulmasına çanak tutuluyor.
Bu nasıl vatan ve din müdafaası ki; hem harflerimiz, hem dinimiz ve hem de kıtalararası vatanımız elden gidiyor! Harflerimiz tarihe, dinimiz camiye, vatanımız da Anadolu’ya mahkûm ediliyor!
Şeytan ve yandaşlarına çanak tutarak Rahman olan Allah’a kulluk kalemizi yıktılar. Emperyalistlere çanak tutarak cihan devleti Osmanlı kalemizi yıktılar. Latin harflerine çanak tutarak medeniyet kalemizi yıktılar. Irkçılığa, kavmiyetçiliğe, faşizme ve terörün her çeşidine çanak tutarak birlik, kardeşlik ve hilafet (Dünya Liderliği) kalemizi yıktılar.