Bismillahirrahmanirrahîm
Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza (c.c) hamd, Başöğretmenimiz, Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehl-i Beyti’ne, Ashabına, canımız ana ve babamıza, mü’min kardeşlerimize, Din ve Vatan Muhafızı Gazi ve Şehidlerimize, Allah’ın (c.c) ilke ve inkılâbı İslam’a tabi olanlara salat ve selam olsun!
“Yoksa onlar, İslam öncesi cahiliye döneminin hak hukuk tanımayan kanun ve hükümlerini mi hayata egemen kılmak istiyorlar? Allah’ın (c.c) yegâne Rabb ve tek ilah olduğu gerçeğinin yok sayıldığı, sadece O’na kul köle olma imkânlarının yok edildiği ve İlahi vahyin hayata hâkimiyet hakkının kaldırıldığı bir hayat tarzı mı istiyorlar? Halbuki Allah’a yürekten inanan bir toplum için Allah’tan daha iyi kim hüküm verebilir?” (Maide/50) İlahi ihtarına uymadığımızdan beri başımız beladan kurtulmuyor! İki yakamız bir araya gelmiyor!
Her türlü sahtekârlıklar, sapıklıklar, tacizler, ruhî bunalımlar, boşanmalar, intiharlar, eş, iş ve aş kavgaları; ceza yasalarıyla, modern adalet saraylarıyla ve cezaevleriyle azalmıyor! Önlenemiyor!
İnsanı suçlu yapmamak için, suçların zeminini ortadan kaldırmayı emreden Allah’ın İslam yoluna, insanın nefsini azdırtan Avrupa’nın necis yolları tercih edildiği sürece belalar artarak devam edecek!