Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza (c.c) hamd, Başöğretmenimiz, Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehl-i Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Din ve Vatan Muhafızı Gazi ve Şehidlerimize, Allah’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mümin kardeşlerimize salât ve selam olsun!
Ana hayat yasamız ve Anayasamız Kur’ân-ı Kerim’e kavuştuğumuz rahmet, bereket, af ve kul hakları hariç günahlardan kurtuluşa vesile ayımız Ramazan-ı Şerifimize yeniden kavuşuyoruz elhamdülillah!
Ramazan-ı Şerif ayında tuttuğumuz oruçlarımızı diğer on bir aydan üstün kılan sebep, bu ayda Kur’ân-ı Kerim’in hepimize emanet edilmeye başlanmasıdır!
“Nice oruç tutan var ki tuttuğu oruç ona sadece susuzluk ve açlık bırakır” Hadis-i Şerifindeki uyarıları dikkate almak için bu ayda midemizle oruç tutarken, gözümüzle, dilimizle, ayağımızla, nefsimizle ve vücudumuzun diğer azalarıyla oruç tutmalıyız!
Yani dilimizi; kalpleri kırıcı sert sözlerden, alaydan, yalandan, gıybet ve iftiradan, gözlerimizi; kin, nefret ve diğer haramlara bakmaktan, ellerimizi; zekat ve sadakalara cimrilikten, din ve vatan düşmanlarıyla kol kola olmaktan, ayaklarımızı; kötü yollarda kötü arkadaşlarla yürümekten, nefislerimizi; şehevi hevâ ve arzularımızdan koruyarak tuttuğumuz oruç; İlahi rahmet ve bereketin gelmesini, günahlardan kurtuluşumuzu sağlayacak gerçek oruçtur!