1985 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi'ne geldiğimizde,
üniversitelerin ''güneşli günlerine'' denk geldiğimiz söylenirdi,
üst sınıflarca... Güneşli günlerin tam olarak ne olduğunu hala
bilmemekle birlikte, 12 Eylül öncesinin çatışma ve kaosla
dolayısıyla karanlık gecelerle dolu günlerine atıf yapıldığını
elbette seziyorduk. Bir üniversiteli için gündelik hayatı yaşamanın
ötesini kurcalamak arı kovanına çomak sokmak demekti, siyaset
büyüklerin bileceği bir alacakaranlık kuşağı olarak, gençlere
yasaktı o günlerde. 12 Eylül darbesinin mimarlarına bakarsanız,
spor ve müzik dışında pek bir merakı olmayan ama derslerine de çok
çalışan gençler olmak yegâne gençlik idealiydi bizler için.
Gençlerin ve hele kadınların politikayla uğraşmaları son derece
sakıncalıydı...
!2 Eylül darbesi sürecinin yargıladığı ülkücülerden Mahir Damatlar, geçtiğimiz gün, sosyal