Arapça'da da İbranice'de de yakın anlamları var; güçlü, kuvvetli, izzetli manasına geliyor Gazze. Mısır'la Kudüs arasında bir köprü/kapı mahiyetinde. Hz. Meryem, evi yakılarak zoraki sürgüne zorlanan ilk Filistinli mülteciydi ve yeni doğmuş bebeğiyle birlikte zalimlerin elinden Mısır'a firar ederken bu kapıdan geçmişti: Gazze...
Şehirlerin de insanlarınki gibi kaderleri vardır. Gazze'nin kaderi ise Kudüs-ü Şerif ile yazılmıştır...
Peygamberimizin (s) vefatı sebebiyle çıkacağı seferi durdurulan Hz. Usame de zaten, Filistin istikametine fetihle vazifeliydi. Yani Gazze, bir nevi Peygamber vasiyyetiydi sahabeye... Nitekim irtihalin hemen ardından 634'te, İslam memaliki haline gelecekti Gazze...
1149 yılındaysa, olanlar oldu, Haçlıların eline geçti. 1187'de adaletiyle namlı kumandan Selahaddin Eyyubi komutasındaki İslam Ordusu tarafından yeniden Müslümanların kontrolüne geçti... Eyyubiler, Memlukler derken Osmanlı Hakan'ı Yavuz Sultan Selim Han ile yeni bir devreye girdi Gazze... 1517'den 1917'ye kadar Osmanlı medeni şuurunun değerli bir nazargahıydı Gazze...