Bu ruhu, 1994 yılından hatırlıyorum. 27 Mart gecesinde seçim sandıkları teslim edildikten sonra Yuşa Tepesine dua etmeye çıkmıştık arkadaşlarımızla. İşimiz her zamanki gibi Allah'a kalmıştı. Sessizce başarmak üzereydik işte ve kimseyi incitmemiştik hayatta.
Bu ruhu, Mavi Marmara'yı beklerken hatırlıyorum. Kimseyi incitmemiş gencecik şehitlerimiz vardı o gemide...
Bu ruhu, Ali İzzet Begoviç'i ahirete yolcu ettiğimiz günden hatırlıyorum. Çokça incitilmiş bir halka, özgürlük yolunda mihamandarlık eden bir bilge Kraldı o...
Bu ruhu, Mekke'de, Merve ile Sefa tepeleri arasında çıktığımız koşudan hatırlıyorum. Çokça incinmiş bir kadının Zemzem Nehrini bizlere hediye edişiyle başlamıştı büyük hikaye...
Bu ruhu, Ravza-i Mutahhara'da ziyaret sırası beklerken ki halimden hatırlıyorum. Çokça incinmiş, yoksul ve kısıtlı bırakılmış bir ümmetin, saf ve tertemiz bağlılığıyla, heyecanıyla hatırlıyorum...
Bu ruhu, Gazze'de Şifa Hastanesi'nde, paramparça o