Prof. Mümtaz Turhan; ''milletler, var ettikleri müesseseleriyle kimlik kazanır ve tarihe mal olurlar'' derdi. Her milletin kendine has varoluş hikayesi; iklimi, coğrafyası, göç ve ticaret yollarına yakınlığı veya uzaklığı, deniz ve nehirlerle olan ilişkisi gibi sebeplerle yoğrulur hayata bakışı açısı. İlkin hayatta kalmak ve güvenlik, ardından akrabalık ve topluluk, sonrasında zevk ve hoşnutluk gibi nedenlerle, şehirlerin ve ülkelerin mimarisi ve sosyal kurumları oluşur.
Ünlü seyyah İbn-i Battuta, 1325'te başlayan seyirlerine tam 28 yıl aralıksız devam ederken, Kuzey Afrika, Arap yarımadası, Anadolu ve Asya kıtasını neredeyse adım adım gezmiş, yöreler, şehirler, milletler hakkında notlar almıştır. Orhan gazi döneminde misafir olduğu İznik'te karşılaştığı ''Anadolu Bacıları'' (Bacıyan-ı Rum) oluşumu hakkında uzun uzadıya bilgiler verirken, bunun aynı zamanda Osmanlı Türklerine has bir sosyal kurum olduğunu da tasvir eder. Yani dememiz o ki; milletlerin mimari yapı