Fatih’te aynı evde yaşayan dört yetişkin kardeş, hayatlarına son verdi. Çok sarsıcı bir dramdı bu ve normal şartlardaki her insanın üzülüceği bir garip vak’aydı... Kırk yaş üstü, hiç evlenmemiş, aynı evi paylaşan kardeşleri, hangi çaresizlik hissiydi ölüme el ele götüren? Bilmiyoruz ama böylesine şok edici bir vaka karşısında, insanca üzülmeyi de bir türlü başaramıyoruz, belki de hiç bilmiyoruz...
Olayla ilgili olarak hepimizin yüreği sızlamalı, vicdanı zonklamalı. Oysa biz olayı işittiğimiz andan itibaren, suçu da mesuliyetin yükümlülüğünü de birbirimizin üzerine atma yarışına giriştik. Sosyal medyada yayınladığım taziye ve üzüntü mesajına verilen cevaplara baktığımda, en büyük suçlu Fatih’teki tarikatlardı, cüppeli, şalvarlı yobazlardı, siyasetçilerdi, devlet