"Rabbim, evim ve emeğim sana emanet’’ dermiş, Şair İbrahim Tenekeci yola çıkarken. Düz okunduğunda çoluk çocuk ve helal rızık olarak, pekala ‘’amin’’ denecek bir ısmarlanış öyle değil mi? Fakat üstündeki tülü ilgili makaleyi okurken hafifçe çekiverdiğinizde, orada alnından hafif hafif ama mütemediyen kan sızan bir serzenişi farkediyorsunuz. Tenekeci’ye göre; ‘’Ev’’ de ‘’emek’’ de, sevmeye, kardeşliğe dair hayatımızda biriktirdiğimiz veya heba ettiğimiz gönül sermayesiyle ilgili...
***
Yakup Köse kardeşim bu sene Hacca gitti. Allah kabul etsin. Onu adım adım takip ettik söz yerindeyse sosyal medyadan. O kadar çok rt’lemişim ki, Bayram’da pek çok kişi beni tebrik etti, Hacca benim gittiğimi sanmışlar. İnşallah bizler de gideriz Yakupcuğum. Fotoğraflarının arasından, balkon demirine alnını yaslayarak Beytullah’a ve etrafında Lebbeyk’lerle dönen hacılara bakarkenki halini çok sevdim. Birer ıslak mercan gibi heyecanla parlarken içi içine sığmayan o gülen gözlerine baktım... Yakup benim sonradan keşfettiğim bir güzellik değil, onun macerasını nahak yere hapse atılıp tutsak edildiği günlerden bu yana elimden geldiğince sizlere taşımaya çalıştım, çok şükür o günler geride kaldı ve ona bu zulmü yaşatanlar bugün adaletin pençesinde... Onca çekilmiş çileden, karartılmış çocukluk günlerinden sonra işte Allah’ın Evindesin kardeşim dedim. Sonra bir mesaj attı Yakup Mekke’den, 15 Temmuz şehitlerinden Halil Kantarcı kardeşimle yürüyorlardı bu fotoğrafta. ‘’Gardaşımı gördüm rüyamda’’ diye bir notla... Çok ağladım. Ne de güzel çıkmışsınız koçlarım dedim. Böylesi bir kardeşliğe ne denir, Ashab-ı Kehf’lerden misiniz mübarekler...
***
Haksöz Dergisi’nin eski sayılarını karıştırırken, Fatih Akıncıları’nın geleneksel olarak tertip ettiği ‘’Şehitler Gecesi’’ haberine denk geldim. Şehit Metin Yüksel’in şehadet yıldönümünde kaydedilmiş, 2011’de. Onursal Başkan Mehmet Şahin Beyefendi’nin, gençlere, Metin Yüksel’in ne kadar önemli bir aksiyon önderi olduğunu anlattığı bir gece. Rahmetli Orhan Evci’den de söz ediyor..