Prens Sabahattin'in talebelerinden Nezahat Nurettin hanımefendiyi ziyaret ettiğimizde bir gün bize Türkiye'nin yüzölçümünü sormuş sonra da cevaplarımıza itiraz etmişti. ''Efendim...'' demişti, ''sizlerin yaşlarınızdayken bizim hocalarımız memleketimizi sorduklarında; biz Asya-i Osmani, Avrupa-i Osmani, Afrika-i Osmani olarak cevaplardık, bu hal sizlerin kulaklarınıza küpe olsun gençler...'' diyerek iç geçirmişti... Bizim liseli zihnimiz bu kadar büyük ve karmaşık bir coğrafyayı hazmedemiyordu o yaşlarda, oralar çok uzaktı bize...
Güney Afrika'daki Osmanlılar deyince akla gelen ilk isim: Ebubekir Efendi'nin de böyle büyük bir coğrafyada geçmiş hayatı... ''Aslen Şehrizorlu olup ilk tahsilini burada atalarından Emîr Süleyman'ın kurduğu medresede yaptı. Babasının vefatı üzerine öğrenimini sürdürmek için İstanbul'a gitti ve beş yıl orada kaldıktan sonra Bağdat'a dönerek tahsilini tamamladı. Ardından ailesinin göç ettiği Erzurum'a gidip yerleşti. 1862 yılındaki bir k