Sibel Eraslan Star Gazetesi

Haram helal defterinde ‘sinema’

Din ve sanat, aynı madalyonun farklı yüzleridir” der, Tarkovski... Mecid Mecidi’nin “Muhammed” adlı filmi, gündem sarsıcı bir hızla girdi dünyamıza. Lakin madalyon neredeyse kırılacaktı!...

02 Kasım 2016 | 413 okunma

Din ve sanat, aynı madalyonun farklı yüzleridir” der, Tarkovski... Mecid Mecidi’nin “Muhammed” adlı filmi, gündem sarsıcı bir hızla girdi dünyamıza. Lakin madalyon neredeyse kırılacaktı! Zaten geçen yıldan beri hızla hazırlanıyordu kamuoyu bu tartışmaya. Ne ki siyasi konjonktürün, sinemaya bu derecede galebe çalabileceğini pek çoğumuz tahmin edemiyorduk. Sanatı, sinemayı konuşmaya gelemeden sıra, fıkıh, mezhep ve hıyanet-i vataniye tartışmaları her yanı kapladı.

Konu Hz. Muhammed (sav) ile ilgili bir sinema filmiydi oysa... Yani Hz. Peygamberin kendisi değildi. Ve fakat; Hz. Peygamber Efendimize (sav) dair ihtiram hassasiyeti, sevgi özeni, aşk ve sadakat bağlılığı cihetleriyle meseleye baktığımızda, elbette piyasadaki diğer filmlerden farklı bir yaklaşıma tabi tutulacaktı Mecidi’nin filmi... Dolayısıyla mevcut tartışmayı doğal, hatta yol açıcı buluyorum bir yönüyle. Tartışmayı küfür/hıyanet hadlerine taşımaksa elbette farklı bir şey...

Tartışmaların odak noktasında Mecidi’nin şia propagandası güttüğü iddiası vardı. Mecidi kendi ülkesinde pek de dindar bulunmayan, mollaların, mutaassıpların pek de hazzetmediği bir isimdir oysa. Bununla birlikte şia, İran’ın kültürel kodlarından olduğu için elbette bir sanatçı olarak içinde teneffüs ederek geldiği halvetten etkilenmiştir. Sanatta kriterler, temayüller olur ama salt objektivizm diye bir şey olmaz. İkinci sıradaki eleştiriyse, Hıristiyan etkileşimine dairdi. Uzun yıllarımı Hz. Fatıma ile Hz. Meryem’i okumaya vermiş birisi olarak dini içkinlikteki “sevgi” sözkonusu olduğunda, etkileşimin, benzeşimlerin, yerine ikame etmelerin, farklardan çok daha fazla ve karmaşık olduğunu söyleyebilirim. Güzellik ve sevgililik, derinlerde bir yerlerde birbirine geçişme, etkileşim, dönüşüm, karışım ihtimali yüksek berzahlardır. İşte fıkıh veya akleden kalp diyeceğimiz tartı, belki bu aşamada önemlidir. Sınırlar için gereklidir bu, hiç olmazsa gramerin ve lügatin kurulabilmesi için. Biçimle içerik arasındaki zorunlu ilişkiyi kastediyorum.  

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
"Bir dostu uyandırmak..." 28 Mayıs 2023 | 484 Okunma Yeni Türkiye Sağı 24 Mayıs 2023 | 211 Okunma Maskeli balonun maskesiz müdavimleri... 21 Mayıs 2023 | 178 Okunma Bu nefretin bir dibi var mıdır? 17 Mayıs 2023 | 1.096 Okunma Ayasofya'da bir akşam namazı... 14 Mayıs 2023 | 890 Okunma