Ölüm haberi, Zümrüd-ü Anka'nın kanatlarından kopan bir tüy gibi yeryüzüne inince... Gökler, kırılmış bir aynanın parçaları gibi, sevenlerin başlarına yağıyor. Başa, gönle, ruha değen o parçalar hem keskindir bıçaktan, hem kızgındır alevden... Ama en çok aklı yanıyor, en çok bedeni bükülüyor insanın, taziyelerde. Ölüm haberi geldiğinde, ruhun dışında hiçbir şey ayakta duramayıp sendeliyor, yere seriliyor, çöküyor. Ruh bir anne gibi, kendinden kopan aklı, kalbi ve bedeni toparlamaya, teselli etmeye çalışıyor. Çünkü bunların arasında ötelere geçiverecek sadece ruhtur. Diğerleriyse buraya ait, yurtları dünyadır, onların zayıflığını mazur görmek lazımdır... Demem o ki; ağlayanları ayıplamayın. Kalpteki rikkat denizi, gözyaşından olmadır... Rikkat, merhamete dair kal