Bir kaç aydır soğuk algınlığı, grip vakaları arttı. Bizler de babamla birlikte nasibimizi aldık bu yılki son hastalıklardan. Babam her hastalandığında ruhum kışa giriyor, yollarımı kar kesiyor, tipi burgaçları kalbime saplanıyor. Aralık ayından eskiden beri korkarım, çünkü ölümler ülkesine aralanır hayatın gergin kapısı... Bir zamanlar annem yatıyordu, babamın şimdi uzandığı şu yatakta. Pencerenin önünden avuçlayabildiğim kadarıyla anneme bir kartopu yapışım geliyor aklıma, son günleriydi, çok hastaydı, ama nasıl da son bir heyecanla sevinmiş, neşelenmişti... Babam derin öksürükler arasından sakinleşip, biraz uyuduğunda, sessizce eski kitaplarıma gidiyor ellerim, işte Ahmet Muhip Dranas ve Türk şiirinin en nazenin örneklerinden diyebileceğim; ''Kar'' şiiri... Kar sanki üstümüze yağıyor babacığım...
''Ayrılıkla ilgili bir kelime söyleyiniz bana'' desem, ilk aklınıza geleceklerden birisidir; hüzün...
Bu yüzden Ahmet Muhip Dranas'ın ''Kar'' şiirini okurken, has