Enes bin Mâlik(ra)'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah fendimiz (sav) şöyle buyurmuş:
''Herhangi birinizin elinde bir hurma fidanı varken, kıyamet kopacak olsa, derhal onu diksin!''
Kıyamet; çocukluğumuzdan beri, hepimizin kâh okuyup, kâh işittiği gibi, dünya günlerinin tamamlanıp, yeryüzünden ahirete geçişin başlangıcı olarak kabul edilen, büyük sonun ismi. Yeryüzünün elvedası. Başka bir boyuta, ahiret âlemine geçişin büyük ve zorlu aşaması... Bu konuda yazı yazmaktan imtina ederdim hep ama son yaşadığımız deprem, ruh dünyamızda yol açtığı büyük sarsıntılarla adeta bir kıyamet provasıydı ve hepimizi şiddetli bir vakumla içine çekti.
Depremden sonra akşam ezanıyla birlikte, siyahi bir bilinmezlik çöküyor üstümüze. Gecenin koyuluğu arttıkça, sıklet daha da artıyor çoğumuz için. İşte yukarıdaki hadisi şerifi, kalbimin sıkışık olduğu böyle bir gecede okudum. Zihnimde kudretli bir şiir gibi canlandı; kıyamet günü yerler yarılıp, dağlar pamuk gibi