Wall Street Şerifi" lakaplı, dergilere kapak olmuş bir adam. Her ne kadar "şerif"in bizdeki karşılığı "kır polisi" veya "korucu" gibi mahalli ölçekli tanımlara tekabül etse de, kişi Wall Street'de iş görüyorsa, bir basamak sonrası muhtemelen Pentagon'dur şayiası hakim. Hatta bizim siyasetten ümidini yitirmiş çevrelerimizdeki tezahürata bakınca, pekala CHP'nin genel başkanlığına bile davet edilebilir diye düşünüyor insan... Ahmet Hakan'ın Zarrab soruşturması ile ilgili olarak sevinçten zıp zıp zıpladığı yazısını okuyunca, hazır yeni Anayasa'yı da konuşuyorken, çekelim Anayasa Mahkemesi'nin, Yargıtay'ın, Danıştay'ın fişlerini, bağlayalım kısa devreden Bharara'ya, sen sağ ben selamet diyesi geliyor insanın...
Hint asıllı oluşuna vurguyla geçiyor tüm haberler, kendisi bundan hoşnut kalır mı emin değiliz. Ama çocukluğunda "Kökler" dizisini ağlayarak seyretmiş bizler, Amerikalı'nın "böyle"sini severiz zaten. Yani biraz renkli olanını, biraz esmer, biraz muhacir, biraz taşra olanını; bak adam çalışmış, çırpınmış, kendisini kabul ettirmiş, aferin, kim bilir büyük ninesi veya büyük dedesi hangi zor koşullarda, hangi gemiyle getirilmişti "yeni dünya"ya deriz... Obama Başkan seçildiğinde de sevinçten kurban kesenlerimiz vardı bizim... Biz sevdik mi böyle severiz, Bharara coşkusunu da makul görmek gerek bir yerde... Nereden baksan beş yüz senelik kadim bir Kristof Kolomb hançeri saplanmış kalplerimiz, hiç tanımasak da Kızılderiliden, Afrikalıdan, Hintliden, Latinlerden yanadır...