Reyhanlı/Oğulpınar sınır karargahına doğru uzandıkça, çayırlar gümrahlaşıyor, insem içlerine koşsam, belime kadar gelir boyları. Sarı çiğdemler, pembe çuhalar, narin gelincikler arasında yanlarından geçerken asker selamına duran neşeli çocuklar... Mor koyunlarıyla yemyeşil yamaçlara yayılmış sessiz çobanlar, havariler gibi, değneklerini kaldırıyorlar. Erken güneşlerden teni kavrulmuş çocuklar ellerinde bayraklarla duvarlara tırmanıyorlar. Uçaktaki neşe, sınır karargahına doğru yaklaştıkça otobüsteki toza, hüzne ve alçak sesle süreklileşen telaşlı dualara bırakıyor yerini. Biz büyük bir yere doğru gittiğimizi anlıyoruz.
***
Nasıl bir şey bu çözebilmiş değilim, Mehmetçikler kardeşmişçesine benziyor birbirine. Küçükken de böyle