Aslında ne Esed ne de Suriye rejimi diye bir şey var. Yüz binlerce insanın katledildiği milyonlarcasının yerinden yurdundan sürüldüğü bu bahtsız coğrafyada, Rusya ile İran’dan başkası yok artık. Suriye bu iki ülkenin işgali altında, haritalardaki mevcudiyetini ne yazık ki yitirmiştir.
Bu iki işgalci gücünün dışında, iki aktif örgüt var: Gayet kullanışlı yapılarıyla PYD ve DAEŞ.
Acaba, Rusya ile İran’ın kendilerini birer yararlı maymuncuk gibi araçsallaştırdıklarını fark edebilecekler mi? Bunu içinden geçmekte olduğumuz “en uzun ikindi”nin son kısmında göreceğiz. Ama ne Rusya’nın ne de İran’ın tarihi ajandasında, tuzağa çektikleri avı paylaşmaya dair bir adetleri yok.
Birisi Kürdistan’ı diğeriyse Harici Devleti kuracaklarının coşkusuyla, iki işgalci gücün elinde ölümcül birer oyuncağa dönüşmüş haldeler. Rusya ve İran’ın müsamahası ve teşvikiyle, bölgenin “temizlik” işlerine taşeronluk yapıyorlar... Bölgeden sürülen Arap ve Türkmen nüfusun yaşadığı insanlık dramı çok feci... Ama PYD’nin sürükleyerek hedef haline getirdiği Kürt halkı ile DAEŞ’in bıçak zoruyla elinin altında tuttuğu kesimler de ciddi anlamda bir krizi yaşıyorlar. Kazananın olmadığı bir Pirus Zaferine gidiyor Ortadoğu, ikindinin bitimine doğru...