Dün bir yemek davetine çağrı almıştık, eski ve aslında eskimeyen dostlar olarak. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi, biz yoldaşlarını özlemiş, buluşalım, yemek yiyelim, hasbihal edelim demiş, davet etmişti bizi, İstanbul'daki Vahdettin Köşkü'ne...
Davet saatini heyecanla beklemiş, o bekleyişte 30-35 yıl evveline gitmiş, yılların öğüttüğü günlerin ipliğini sanki geriye sarmış, eski hatıralar, eski çalışkanlıklar, eski adanmışlıklar, inanç ve hareket birliği aynasında, yeniden görünmüşlerdi sanki... Yaşlanmanın en güzel yanı, hatırlayabilmektir derim bana sorarsanız. Ve arkadaşınızı, yıllar önce bıraktığınız yerde, sanki hiç zaman geçmemiş gibi, aynı sevecenlikle sizi karşılarken bulmak... Hepimiz ilkokul çocukları gibi, gıcır gıcır giyinmiş, bir bayrama koşar gibi, sevinçle varmıştık davet yerine, işte yıllar sonra yeniden bir aradaydık... Emine Erdoğan Hanımefendi de bizim İstanbul İl Hanımlar Komisyonu'muzun aktif bir üyesiydi ve bizler 1989-1995 yılları arasında, Sa