Secde, kulun Yaratıcısına en yakın olduğu anın ismidir. Orada
perde aralanır ve kişi Rabbiyle ama sadece ve sadece Rabbiyle baş
başadır. Alnımızın yere değişindeki tevazu, boyun büküş, içten
yakarışların yol açtığı yakinlik ile secde, kulun en mahrem
menzilidir. Secdedeki kul, Rabbiyle hem hâldir çünkü.
Secde odaktır, iki kaşınızın arasından şimşek hızıyla geçen duaların saplandığı hedef makamıdır. Secdede, Rabbe kavuşma umudu ve gayesi vardır. Bu yüzden secde, ibadetlerin en yüksek derecesinde durur. Orası, Rabbimizin tesbih ve tenzih edilme mekânıdır. ''Subhane Rabbiy'el-Âla'' deriz secdelerimizde, yani; Yüce olan Rabbim her türlü noksan sıfatlardan uzaktır diyerek Onun, tekrar edilemez ve benzersiz yüceliğini överiz. Secdelerimiz, sonsuzluk denizinin kıyısında başlar. O yere alın sürmüş parmak uçlarında, o sonsuz denizin titreşimleriyle gözlerimiz yaşarır. Yüce Allah'ın kudretini haşyetle hissettiğimiz andır o an... Secde, tabi olmaktır Allah'a, Alla