Bir telefon geliverse gece yarısı ve ''evladım anneni kaybettik'' deyiverse telefondaki ses... Otuz katlı bir binanın çatısından aşağı düşmeye başlar çocukların kalbi o anda. Çocukların kalbi, annelerin kalbiyle atar çünkü. Birisi sustu mu, diğeri şaşar kalır...
Milli Görüş davasının kıymetli neferlerinden, değerli yol arkadaşım, Asiye Şimşek, bir trafik kazasıyla aniden uçuverdi aramızdan. Kimsenin olmadığı zamanlarda kimseydi; yoksulları doyurur, yetimleri evlendirir, talebelerin sofra ihtiyacından ısınma ihtiyacına kadar gözetir kollar, misafirini baş tacı eder, garip gurebaya kol kanat gererdi. Saf, arı-duru, tertemiz bir kar tanesi gibiydi siması da şahsiyeti de... Ömrünü güzel ahlak timsali olarak yaşadı. Kur'an'ı Kerim'ini okumaya gelen genç hoca hanımlar öyle dediler; ''Çavuşbaşı'nın gülüydü...'' Gül ki sevgili Peygamberimizin (sav) rumuzudur İslam edebiyatında, ne mutlu ki Asiye arkadaşımız gibi çevresini hoşnut edebilenlere... İşiniz hayır, hasenat, yol