Siyasetçilerin dünyası ne kadar zor. Hayatları mücadele, çekişme, çarpışmayla geçiyor... Sanki yeryüzünün çekirdeğindeki ateş kürede yaşıyor onlar, ateş burcundalar. Güçlü bir irade, kararlılık, güçlü istekler, toplumsal zekâ kadar, süper ego da gerektiriyor bu durum. Rekabetin, yarışmanın ve çatışmanın en keskin arenasında, sürekli güçlü olmak ve kazanmak zorundalar. İster istemez bu ateşten küre, onları sert ve dayanıklı olmak zorunda bırakıyor.
Tüm bu majör ortamda, siyaseti; devlet terbiyesi ve bilgelik içinde yürütebilmek, adeta sanat işine dönüşüyor. Kimseye hakaret etmeden, hak çiğnemeden, gönül kırmadan, birleştirici üslupla ve devlete sadakat düsturuyla hareket eden bir siyasi kimliğe sahip olmak elbette emek istiyor...
Geçtiğimiz gün Hakka yürüyen Güldal Akşit hanımefendi, kuruluş gününden beri Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ve aslındaki TBMM'deki tüm vekillerin, dostluğu altın değerindeki ablasıydı, annesiydi... Muhaliflerinin bile dostluğundan i