Sibel Eraslan Star Gazetesi

Sümeyye ve Selçuk’un “ayakta” kıyılan nikahı...

"Hakikat sessizdir’’ der arifler. Hakikat sırrının yolu; açık ve aşikardan daha çok, söze gelmediği halde, ima ile yürüyen sükuttan gider. Semboller bu yüzden önemlidir. Geçtiğimiz hafta, Emine/Tayyip...

20 Mayıs 2016 | 2.618 okunma

"Hakikat sessizdir’’ der arifler. Hakikat sırrının yolu; açık ve aşikardan daha çok, söze gelmediği halde, ima ile yürüyen sükuttan gider. Semboller bu yüzden önemlidir.

Geçtiğimiz hafta, Emine/Tayyip Erdoğan çifti ile Canan/Özdemir Bayraktar çiftinin evlatları; Sümeyye ve Selçuk dünya evine girdiler. Allah iki cihan saadeti nasip etsin, hayırlı olsun. Hem dünya hem ulusal basının epeyce rağbet ettiği bu nikahın sadeliği, samimiyeti ve mütevaziliğe itinası tüm spekülasyonların önüne geçti.

Gelin, Damat ve Şahitlerin imza töreni ve sonrasında hiç oturmadan ayakta durduğu bir nikaha ilk kez tanık oldum. Bu ‘’ayakta duruş’’ acaba hangi hakikati sembolize ediyordu? Sümeyye ve Selçuk’tan işitmedim gerçi, ama gelinle damadın hem hayatı şimdiye değin yaşayageldikleri haller, hem de ülkemizin içinden geçmekte olduğu zorlu günler, bu gençleri, sadelikle, tevazu ile ve metanetle ‘’ayakta duran gençler’’ eylemişti zaten... Genç çiftte temayüz eden ‘’vatan sevgisi’’, özellikle Damadın milli havacılık davasına gönül vermiş ve sırtlanmış hali, elbette onları ‘’ayakta’’ ve ‘’hazır’’ eyliyordu.

Su ikram edildi, Kuranı Kerim okundu, gelenlere kalem hediye edildi.

Sümeyye’nin dupduru ve abartısız gelinliği, tebessümünden başka hiç bir mücevherata gerek duymayışı, son zamanlarda epey hızla giden tesettür tartışmalarına da bir ibrettir sanırım.

Hemen her zor koşul altında bile neşesini asla kaybetmeyen birisidir Sümeyye, yine neşeliydi ama zaman zaman özellikle Babası konuşurken, ağlayacak gibi oldu... ‘’Ceylanım’’ dediği kızı, aslında o Baba’nın yol arkadaşıydı. Evdeki son evlattı bir kere ve en zorlu günlerinde Babasına bir gömlek kadar, bir asa kadar yakındı. Edebiyatçıyım. Bu bıçkın koşulların, Sümeyye’yi demirden bir sertliğe dönüştürüp dönüştürmeyeceğine dair zihnimde çok kez kurduğum tartılara da baktım. Sağlam irade gerektiren siyasi bir duruş, genç bir kızın varoluş serüvenini nasıl etkiler... Nikah günündeki sadeliği, olgunluğu, mütevaziliği bu sorunun cevabıydı kısmen. Sümeyye, kalkan burcundandı. Babasına atılan taşlar, en çok ona değmişti, en çok onu incitmişti. Düğününde bile ‘’ayakta duran’’dı o...

Damat’ta ise mızrak burcunu okudum. Milli Görüşçü Özdemir Bayraktar ağabeyimizin dahi çocukları olarak bu iki kardeş bildik bileli uçaklarla uğraşırlar. İnsansız hava aracı yapabilen bir ülke konumuna geldik Baykar sayesinde. Rahmetli Erbakan Hocamız görseydi, kim bilir ne çok sevinirdi... Tayyip Bey, iki kızını da Milli Görüş’ün has adamlarından kimselere gelin olarak emanet etti. Tevafuk diyelim, ama asla tesadüf değil. Otopark Milli Gazete’nin arkasındaki boş alandaydı. ‘’Düğüne diye geldik, Milli Görüşün kökenine girdik’’ esprilerine yol açtı bu hal...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
"Bir dostu uyandırmak..." 28 Mayıs 2023 | 483 Okunma Yeni Türkiye Sağı 24 Mayıs 2023 | 208 Okunma Maskeli balonun maskesiz müdavimleri... 21 Mayıs 2023 | 178 Okunma Bu nefretin bir dibi var mıdır? 17 Mayıs 2023 | 1.096 Okunma Ayasofya'da bir akşam namazı... 14 Mayıs 2023 | 889 Okunma