''Toplumun zekasıyla alay edenler, aslında kendi cehaletlerini ortaya koyarlar.''
Bir kavşak kazanım olarak ''ifade hürriyeti'', diğer tüm insan hak ve hürriyetlerinin hayat kazanmasıyla yakından ilgilidir. İfade edilemeyen hiç bir hak, hak değildir çünkü. İnsana dair tüm hak ve hürriyet caddeleri bu kavşakta kesişir. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ''İfade Özgürlüğü'' başlıklı 10/1. maddesinde, ''...Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma özgürlüğünü de kapsar...'' açıklaması görülmektedir.
Bizim sorunumuz ise, ifade hürriyetiyle hakaretin, kin ve garezin son zamanlarda, sık sık birbirine karışması, aslında bilinçli olarak karıştırılması ile ortaya çıkmaktadır. İfade hürriyeti söz konusu olduğunda devlete özellikle yazılı-görsel-sosyal medya ve her türlü basın neşriyatı karşısında ''ölçülülük'' ödevi yükle