Bir püskürüş: Güya Türkiye DAEŞ’ten petrol alıyormuş. Oysa aynı DAEŞ, kafir ve darülharp ilan ettiği Türkiye’yi bomba hedefi ilan etmiş. Ankara Gar’ında döktüğü kan daha kurumadı. Pes! Güya Hükümet Türkiye’yi İslamlaştırmaya çalışıyormuş... Oysa bu toplum kahir ekseriyetinin de ekseriyetiyle zaten kendisini Müslüman olarak tarif ediyor, bu nasıl iddia?
İşte tüm bu sunturlu iftiralara atfen söyledi Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Yazıklar Olsun”u... Kalbinden koparak, hasbi itirazla. Türkçe. Ve Müslüman bir Türk’ün dünyasından esen taşkın isyanla haykırdı: “Yazıklar Olsun!” Ve bu çığlık, bu toplumun vicdanından kopmuştur...
Bunun Rusça’da bir karşılığı var mı bilmiyorum. Rusça sözlüklerde “vicdan” diye bir kelime kaldı mı onu da bilmiyorum. Çeçenistan’da, Ukrayna’da, Gürcistan’da ve en son Suriye’de işlediği seri cinayetlerden sonra, hala vicdan var mı o sözlükte bilmiyoruz biz...
***
“Sırtımızdan vurulduk” demişti Putin...
Kimliği belirsiz bir uçak hudutlarımızı delerek geçmiş. Beş dakika içinde tam 10 kez uyarıldıktan sonra düşürülmüş. Rus uçağı olduğu çıkmış ortaya...
Üstelik üzerinde kalp resmi taşıyan kartpostalları da taşımıyor. Türkmendağı’nı, Kürtdağı’nı, Bayır Bucak mıntıkalarını kevgire çevirmiş... Baş belası DAEŞ’i yok etme bahanesiyle bölgedeki 80bin Türkmen’e kan kusturuyor... Kuş uçumu 7-8 km mesafedeki Yayladağı nefesini tutmuş, gözlerimiz önünde cereyan eden kitlesel ölümle, yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıyayız...