Sahiciliğini korursa, izlenir
Meczup Abdullah’la (Erdem Akakçe) birlikte tüm mahallenin kaderidir belki de onlar. Aziz (Kadir Doğulu), Feride (Devrim Özkan), Hasibe, Faik, Fırat, Ceylan ya da Tahsin, Perihan... Allah’a kavuşma çabası içinde zor ve meşakkatli geçen dünya hayatının kuş bakışı bir haritası bu oyun. Yürümek zorunda olunan yolda, önümüze çıkacak sayısız hamleden yalnızca yüz tanesi var. Tasavvuf yolunda bu yüz hamleden sonra ‘Visal’e ulaşılabiliyor. Dizi, tüm bu çerçevenin içinde ‘bildik şablonları’( aşk, cinayet, zenginlik, hırs, üvey anne, fakirlik, yalan vs.) yerleştiriyor ve bizi bu yolculuğa davet ediyor. Parapsikolojik heyecanla zaman zaman ‘Sıradanlaşan’ hikayenin gidip gelmeleri ilk bölümde hissediliyordu. Kadro, ev ahalisi tarafından yerinde bulundu. Akışın ve olayların birbiriyle ilintisi, şimdilik makul düzeyde gidiyor. Bu yolculuğun gizemi ve kaderin çizgisi, sahiciliğini koruduğu müddetçe, dizi izlenir. Tabii unutmamak lazım, ilk sıralara yerleşen dizi ‘güçlü rakiplerin’ yokluğunda üst sıraları rahat kaptı.
SANSÜR YENİ DEĞİL
Star TV’de geçtiğimiz salı akşamı yayınlanan ‘Kaçma Birader’de “Anıtkabir mi? Atatürk’le görüşecektim. Ne, Atatürk öldü mü? Hayır Atatürk ölmedi, kalbimizde yaşıyor” repliğinin sansürlendiği görüldü. Ama bu ilk değil. Daha önce 5 Aralık ve 30 Aralık tarihlerinde yayınlanan filmin aynı sahnesi de bu sansüre uğramış olduğunu tespit ettim. Mizahi dilin ‘tepki’ çekmesinden çekindiler muhtemel (!)