Ülkemizde en çok tartışılan konuların başında çarpık yapılaşma ve gecekondulaşma geliyor. Şehirlerdeki imar düzensizliği, vatandaşların kamu arazilerine gecekondu yapmaları ciddi sıkıntılar doğuruyor. Kabul edelim ki bu sorunların birçoğunu da vatandaşlar olarak biz oluşturuyoruz. Bina yaparken plan ve projeye uymuyoruz. Bazı vatandaşlarımız hiç hakkı olmadığı halde devletin arazisini işgal ediyor. Belediyelerimiz imar planlaması yaparken insanı merkeze alan bir düzenleme yapmıyor. Sonuçta keşmekeş ortaya çıkıyor. Bir kuralsızlık yığını ortaya çıkıyor. Bu konuyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki devrim niteliğinde bir uygulamaya öncülük etti. İmar barışı projesi uygulamaya konuldu. Meclisten çıkarak yasalaştı. Kangren halini almış bu sorun milyonlarca kişiyi ilgilendiriyor.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı iken çözüm odaklı büyük projelere imza atan Bakan Özhaseki bu konuyla ilgili bakın ne diyor: “İmar barışıyla vatandaşın devletle olan ihtilafına da son veriyoruz. Mahkemelik durumlar varsa, ceza durumları varsa, yıkım kararları varsa kaldırıyoruz. Şimdiye kadar yıkım kararı alıp da bunları yıkan bir belediye varsa lütfen bana söylesin. İmar barışıyla bu işi kayıt altına alarak tespitleyip şimdiye kadar hata yapanların da cezasını yazıp belli bir bedel alıyoruz.”
Yapı Kayıt Belgesi bedeli olarak belirlenen ücretin yeni bir kaynak oluşturacağını belirten, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Vatandaşın evi iş yeri yasallaşıyor. Ekonomik olarak da kullanabiliyor. Bunun karşılığında kredi alıyor. İkinci bir fayda. Konut üzerinden iş yeri üzerinden vergiler alınabilecek. Toplamda bir gelir elde edeceğiz. Öngörülerimiz var ama. Müracaatla birlikte ortaya çıkacak. Bu bedel kentsel dönüşüm için kullanılacak. Buradan elde ettiğimiz geliri belediyelere üç yıl ödemesiz 0 faizle kredi kullandıracağız. Her yıl ortalama 500.000 hane planlıyoruz. Şehirleri dönüştürüyoruz. En az 150 milyar civarında piyasaya para gelmesini bekliyoruz” diyor.
Bakan Özhaseki haklı bir noktanın altını da çiziyor. Devletin getirdiği imar barışı suiistimal edilmemeli. Devlet nasıl olsa af ya da barış getiriyor diye hazine arazisi işgal edilmemeli. Belediyeler bu istismara göz yummamalı. Bu konuyla ilgili de bakan önemli bir çözüm öneriyor:
“Şu anda zaten kaçak binalarla ilgili bir seneden beş seneye kadar hapis cezası var. Fakat hükmün ertelenmesi geriye bırakılması meselesinden hepsi erteleniyor. Cezanın alt sınırını 2 yıl bir güne çıkarmalıyız. Meclis’te bunu tüm milletvekillerine anlatacağım, ne derler bilmiyorum. Kaçak yapıyı yapanı da yaptıranı da içeri atacaksın. Müteahhit, belediye başkanı fark etmez... Kaçak yapanlar yaptıranlar göz yumanlar içeride en az iki sene yatmayı göze alacak.”