28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümündeyiz. Bu kara günü hepimiz üzüntüyle, acıyla anıyoruz. Aradan 21 yıl geçmiş. Siyasetçilerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, gazetecilerimiz bu postmodern darbe süreciyle ilgili açıklamalar yaptılar. Darbeyi kınadılar. Erbakan Hocamızı rahmetle andılar. Cumhurbaşkanımız Erdoğan başta olmak üzere muhalefet partileri de bu darbe sürecini tepki koydular.
Peki, bu süreçle ilgili asıl mağdur olan Erbakan Hoca ne diyor? 28 Şubat postmodern darbe planının arka planını nasıl açıklıyor. Bu konuyla ilgili bir araştırma yaptım. En çarpıcı bilgileri yine TRT televizyonunda hazırladığım Anadolu Soruyor programında buldum. Bu program Erbakan Hocamızın ölmeden önceki son programıydı. Bu programı tekrar izledim. Ders niteliğinde açıklamalar var.
Programda TV Kayseri’den Ömer Faruk Hamurcu Erbakan Hocaya 28 Şubat süreci ile ilgili kanaattiniz nedir? Size darbe yapan askerlerle ilgili ne düşünüyorsunuz diye sormuş. İşte bu konudaki Hocanın açıklamaları:
“Refah Partisinin kapatılma kararı Amerika’da alındı. Siyonizm’e hizmet eden üç yüzler meclisi Refah Partisinin kapatılmasına karar verdi. Milli ve yerli bir dış politika izleyen, İslam dünyasını birleştirme çabası içerisine giren ve D-8’ kuran Türkiye’yi cezalandırma kararı aldılar. O nedenle partimize suni nedenlerle kapatma davası açtılar. Alternatif bir dünya kurmak için çabaladık. İslam ülkelerini bir araya getirdik. Bu durumdan rahatsız olan ABD ve Siyonizm bizi hedef aldı.”
Hocanın bu açıklamalarına göre bir numaralı neden İslam dünyasını bir araya getirme ve D-8 projesini gerçekleştirmek. Rahmetli Hocaya göre bu projenin mimarı da Makovski adlı ABD’li, rahmetli hocaya göre kendi hükümetlerini yıkmak isteyenlerin bir başka amacı da havuz sistemini bozmak. Faize karşı oldukları için faiz lobisinin hedefi haline geldiklerini belirten Erbakan Hoca, İran ile aramızda Dolarla alışverişi kaldırdık. Bu durumdan rahatsız oldular diyor. Üreten ekonomi, ağır sanayi, milli dış politika dediğimiz için hedef olduk diyor.
Erbakan Hocamın en çarpıcı açıklaması ise dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve darbeyi yapanlara ilişkindi. Ben bu açıklamaları duyunca çok şaşırdım. Hoca bakınız ne diyor: “İsmail Hakkı Karadayı temiz, imanlı bir subaydır. Kendisi ile uzun süre konuşma imkânımız olmadı. Kendisi ile uzun süre konuşma imkânımız olsaydı Milli Görüş’ün ne demek olduğunu anlayacaktı. Milli Görüş demek bu vatanın birliği ve bütünlüğü demektir. Milli Görüş bu topraklara sahip çıkmak, tarihine sahip çıkmak demektir. 28 Şubat sürecini gerçekleştirenlerin ceza almalarını istemem. Onların eğitilmeleri gerekir. Onlar şuursuz insanlardır. Ne yaptıklarını bilmiyorlar. Asıl onları kullananlara bakmak lazım” diyor.