Önceki gün Anadolu Yayıncılar Derneği olarak basın toplantısı düzenledik. Üyelerimizden iştirak eden 60 yerel kanal ile ‘15 Temmuz darbesini unutma ve unutturma’ adlı bir kampanya başlattık. Bu kanlı darbenin yıldönümü münasebetiyle başlattığımız kampanya çerçevesinde şehit olanları, gazilerimizi tekrar hatırlayacağız. Bu darbenin amacını halkımıza anlatacağız.
Bu darbenin ana hedefi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dı. Cumhurbaşkanımız milli üretim dedi, ağır sanayi dedi. Kalkınan Türkiye dedi. Ümmetin birliği ve dirliği dedi. O nedenle hem dış mihraklar hem de onların uzantısı Fetö tarafından hedef haline getirildi. Darbeciler o gece başarılı olsalardı Cumhurbaşkanımızı ya hapse atacaklardı ya da Menderes gibi öldüreceklerdi. Ülkemiz o gece uçurumun eşiğinden döndü. Hainler ülkemizi Suriye’ye, Irak’a çevireceklerdi. Onlar gibi parçalayacaklar ve iç savaş başlatacaklardı.
Bu millet o gece sokaklara indi. Tankın altına yattı. Üzerine uçaklardan yağan bombaya aldırış etmedi. Son istikrar adası ülkemizi kurtarmak için canlarını feda ettiler. Bu vesileyle Erol Olçok’u, İlhan Varank’ı, Ömer Halisdemir’i ve 248 şehidimizi rahmetle anıyorum.
Son darbe yani 15 Temmuz Darbesine kadar ulusal medya hep darbelerin yanında yer aldı. Darbelere zemin oluşturacak psikolojik atmosferi ulusal medya hazırladı. 27 Mayıs Darbesinde ulusal medyanın yazdığı yalan haberler etkili oldu. Rahmetli Menderes’i yolsuzlukla suçladılar. Amerikancı olmakla suçladılar. İrticacı olmakla suçladılar. Ezanın Türkçeden Arapçaya tekrar çevrilmesi bütün milletimizi memnun etti. Ancak cuntacıların Menderese karşı kinini artırdı. Bu kin neticesinde Rahmetli Menderes idam edildi.
12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren bizi medya kışkırttı demiştir. Medya, sağ ve sol kavgası yapılırken attığı manşetlerle bu kavgayı körüklemiştir. Maalesef bizim medyanın bir bölümü milli olamamıştır. Ya Almanlara uşaklık etmiş ya da Amerikalılara uşaklık etmiştir. Oysa yerel medya milli ve yerlidir. Yere medyadan darbeci, mandacı çıkmaz.