Hükümet bugüne kadar alt yapıda çok başarılı oldu. Yollar, havaalanları, demiryolları gibi alanlarda çok büyük hizmetler verdi. Sağlık alanında devrim niteliğinde adımlar atıldı. Türkiye her alanda çağ atladı. Ekonomik olarak hayli mesafe aldı. Öte yandan, hükümetimizin başarılı olamadığı alanların başında eğitim ve kültür geliyor. Cumhurbaşkanımız bu konuda bir itirafta bulundu. Eğitim ve kültür alanlarında başarılı olamadık dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı görevine getirilen Numan Kurtulmuş kültür politikalarımız için bir şans. Bu göreve gelen kimsenin hem irfan sahibi hem de kültürlü olması gerekir. Ahlak üretmeyen bir medeniyet ayakta kalamaz. Numan Kurtulmuş Bey’in Başbakan Yardımcılığı görevinden Kültür Bakanlığı görevine kaydırılmasını tenzili rütbe olarak görenler oldu. Bu yoruma ben katılmıyorum. Bir ülkeyi, bir milleti ayakta tutan kültürüdür. O nedenle bu stratejik alana Numan Bey’in getirilmesi bilinçli bir tercihtir.
Son dönemde metal yorgunluğundan sıkça bahsediliyor. Makam, koltuk, para hırsından sıklıkla söz ediyoruz. Medeniyetimizin en önemli değerlerini yitirmekten sıklıkla serzenişte bulunuyoruz. Son yıllarda iyi bir yazar, iyi bir şair, iyi bir mütefekkir çıkmıyor. Bu ortamda çıkmaz. Kültürü alalade bir bakanlık olarak görmek yanlıştır. Avrupa’da en önemli bakanlık Kültür Bakanlığıdır. Ekmek, su, neyse kültür de o dur. Bir millet dilini, kültürünü kaybederse yok olur gider. Bakın Türkler Avrupa’ya gittiler. Kültürlerini koruyamadıkları için eriyip gittiler. Macarlar, Bulgarlar asimile oldular.
Artık bir Mehmet Akif yetişmiyor. Necip Fazıl Kısakürek gibi Nurettin Topçu gibi aydın ve dava adamları yetişmiyor. Sezai Karakoç’a Allah uzun ömür versin. Ondan sonra bir dava adamımız, aydınımız yok. Sinema, tiyatro gibi alanlarda bizim mahalle yetersiz kalıyor. O nedenle Numan Kurtulmuş Bey bu konuda büyük bir fırsattır. Cumhurbaşkanımız Erdoğan bir konuşmasında çok önemli tespitler yaptı. Bakın ne dedi:
“Siz kendi edebiyatınızı, kendi sinemanızı üretecek zemini inşa edemezseniz bireysel gayretlerle sınırlı dar bir alana sıkışıp kalırsınız. Bu acı gerçekler başımızı çevirdiğimiz her yerde karşımıza çıkıyor. Şu gerçeği sizlerin huzurunda bir kez daha tekrarlamak istiyorum; Türkiye’nin geçtiğimiz 14 yılı alt yapıdaki tarihi başarı hikâyeleriyle doludur, hayata geçirilen projeler, elde edilen neticeler gurur vericidir. Sadece iki alanda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamamış olmaktan dolayı üzgünüm, biri eğitim, diğeri kültür sanat. Önümüzdeki dönem bu iki alanı önceliklerimizin en üstüne çıkarmak zorundayız.”
Hayatın dinamizmi hiçbir alanı boş bırakmıyor, siz kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, bu yönde bir vizyon ortaya koymazsanız kendinizi gecekondulara, çirkin betonarme binalara, son zamanlardaki gibi modern görünümlü çelik ve cam yığınlarına mahkum olursunuz. ‘Tek şey para... para... para...’ diyerek adeta isyan ediyor. Günümüzde mimaride, kültürde sanatta her alanda tek gerçek para kazanmak, kâr elde etmek. Hızlı bir dünyevileşme, rant telaşı var. O nedenle Numan Kurtulmuş büyük bir şanstır. Rant dönemi değil, irfan ve vicdan dönemine geçilecektir.