Çok önemli, tehlikeli ve zorlu bir süreçten geçiyoruz. Sınırımızın yanı başında terör örgütleri PYD ve PKK’ya karşı operasyon yaparken bir yandan da küresel tehditlerle uğraşıyoruz. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın önceki gün valilere yaptığı konuşmayı dinleyince önümüzdeki dönemin daha da zorlu geçeceğini anladım.
Kolay değil ABD ve AB’ye meydan okumak, milli devlet olmak, milli üretim yapmak. Düşman boş durmuyor. Ekonomik, siyasi birtakım operasyonlar yapacaktır. 2019 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde her türlü operasyonu yapacaklardır. Dün Erdoğan çok sert ve net konuştu. Bakın neler söyledi:
“Ülkemizin bu yükselişini engellemek, büyük ve güçlü Türkiye›nin inşasını durdurmak için çok yönlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik, millet iradesini tank ve topla esir alma var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baş tacı etme var. Figüran olarak FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C, eli kanlı çeteler de var.”
Cumhurbaşkanımız önümüzdeki dönem yerli ve yabancı medya mensupları üzerinden birtakım kara propagandalar başlayabileceğini de söylüyor. Bu noktada yerli ve mili medyaya büyük görev düşecek. Anadolu medyası bu bağlamda çok önemli bir rol üstlenecektir. Anadolu medyasının korunup kollanması gerekir. Cumhurbaşkanımızın seyahatlerine Anadolu medyası mensupları da katılmalıdır.
Erdoğan bakın ne diyor: “Medya manipülasyonları, şahsıma, hükümetimize ve devletimize karşı düzenlenen itibar suikastı da var. Diplomatik teamüllerin ayaklar altına alınması da var. Amerika ile vize gerginliği bunun ifadesidir. Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika’nın stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Biz kabile devleti değiliz. Biz size muhtaç değiliz. Biz sizden paramızla silah istediğimizde ‘kongre’ diyorsun ama terör örgütüne ücretsiz silah veriyorsun. Niye, ‘Türkiye’yi güneyden kuşatalım’ diye.
Türkiye asırlık bir hesaplaşma ile karşı karşıyadır. Gezi olaylarında duvarlara ne yazdılar, “Zulüm 1453’te başladı’ diye yazılması, Kadıköy’de, asla tesadüfi değildir. Zulüm olarak görenler olsa olsa Bizans’ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz.