Bölgemiz kaynıyor. Ortadoğu’da batılı dostlarımızın demokrasi getirme azmi nedeniyle iç savaştan kurtulamıyoruz. ABD’nin demokrasi, insan hakları vaatleri bölgeye kan ve gözyaşı olarak döndü. Bu bölgede başta Irak ve Suriye’de çıkan iç savaş İran’ın büyümesine neden oldu. Bugün bölge İran’ın kontrolüne girdi. Irak merkezi hükümeti ve başındaki İbadi ayrıca Suriye Devlet Başkanı Esat’ta İran’ın kontrolündedir. İran ve Rusya arasında iş birliği malum. Bölge İran ve Rusya’nın kontrolü altındadır.
Mesut Barzani’nin yapmış olduğu sözde referandum Kürtlere yaramadığı gibi Türkiye’yi de zor durumda bıraktı. Kasım Süleymani komutasındaki Haşdi Şabi güçleri Kerkük’e egemen oldu. Barzani’nin ahmakça politikası nedeniyle bölge İran’a teslim edildi. Elbette biz hiçbir ülkenin düşmanı değiliz. Ancak Türkiye’nin güvenliği tehdit altına girebilir. Ülkemiz İran ve Şia tarafından çevrelenmiştir. Ehli Sünnet unsurlarına İran’ın etkisi altındaki grupların çok vahşi katliam ve baskıları vardır.
Bölgedeki bu gerçekliği gören Suudi Yönetimi dengeleri değiştirecek bir hamle içerisine girmiştir. Bu bölgede her daim Suudi Arabistan, Mısır ve ABD- İsrail ekseni birlikte hareket etmiştir. Türkiye her dönem Suud-Mısır-Amerika ekseninde yer almıştır. Türkiye’nin geleneksel pozisyonu budur. Suudi Prens’in Ilımlı İslam açıklaması bölgedeki dengeleri değiştirecektir. ABD ılımlı İslam diyen Suudilere destek olacaktır.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Abdulaziz El Suud, başkent Riyad’da 88 ülkeden 3500 kişinin katıldığı büyük yatırım konferansında çok önemli açıklamalarda bulundu. Muhammed bin Selman yaptığı açıklamada Suudi Arabistan’ın ‘ılımlı İslam’a’ dönüş yapacağını açıklayarak, “Hayatlarımızın 30 yılını aşırı fikirlerle anlaşmaya çalışarak geçirmeyeceğiz, onları bugün yok edeceğiz” dedi. Reformcu yapısıyla öne çıkan ve babası Kral Selman tarafından bu yılın ilk aylarında veliaht prens ilan edilen Muhammed bin Selman, dış politikadaki şahin tavrıyla da biliniyor.
Ortadoğu’da İran ve Rusya’nın gücü artmıştır. Petrol ve enerji kaynaklarının merkezi olan bu bölgede ABD ve Suud ittifakı bu durumun sürdürülemez olduğunu görmüşlerdir. Bu bağlamda Türkiye’ye de yeni pozisyonunu belirleme çağrısı gelecektir.
Türkiye son dönemde İran ve Rusya ile işbirliğini artırmıştı. Rusların nükleer santral kurma çalışmaları, S-400 füzelerini ülkemize satması ABD ve müttefiklerini rahatsız etmiş durumda. Türkiye’ye artık bir karar ver denilebilir. Türkiye’nin bağımsız yürümesine müsaade etmek istemeyebilirler. Suud Prensi’nin açıklamaları hem ülkemizi hem de bölgeyi etkileyecektir.