Bu yıl yüzümüz sınavlardan yana hiç gülmeyecek anlaşılan. Önce Teog sınav sistemi değişecek dediler. Ardından üniversite giriş sınav sistemi değişecek dediler. Görünen o ki bu yıl değişim yılı olacak. Teog’da nasıl bir sistem olacağı belli değil. Üniversite sınav sistemi ile ilgili YÖK Başkanı 12 Ekim’de bir sistem açıkladı. Bu açıklamanın mürekkebi kurumadan bu sistem de değişti.
YKS sınav sisteminde tarih dersinde soru sorulmayacak diyen Yekta Saraç Bey’in açıklamasından on gün sonra tarihten soru sorulacağı belli oldu. Milli ve yerli olmakla övünen bir iktidar zamanında tarihten soru sormamak hakikaten garip bir durumdu. Neyse ki bu yanlıştan dönüldü. Şimdi daha büyük bir yanlışlık yapılıyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden soru sorulmayacak. Gençlerimizin dindar olmasını savunan bir iktidar döneminde bu çelişkiyi anlamak mümkün değil. Hakikaten ağam bizimle eğlenir mi durumu. Kemal Sunal filmlerindeki replikler aklıma geldi.
Yeni sistemde Din Kültürü ve Felsefe derslerinin önemi kalmıyor. Coğrafyanın ise önemi azalıyor. Çünkü bütün öğrencilerin ortak aldığı adı geçen bu derslerden yeni sınav sisteminde yine bütün öğrencilerin sorumlu olduğu ve baraj niteliğinde olan I. oturumunda soru sorulmayacak. Yani bu oturum sadece Türkçe ve matematiği kapsayan sorulardan oluşacak. II. oturumda ise felsefe, din kültürü ve coğrafya derslerinden az sayıda soru sorulacak ve bu sorulardan sadece sözel alanda tercih yapacak öğrenciler sorumlu tutulacak. Sözel alandan tercih yapacak öğrenci sayısı ise sınava girecek öğrencilerin sadece %20’sini oluşturuyor. Bu %20’lik öğrenci grubunun üniversiteye yerleşme oranının düşük olduğu da göz önünde bulundurulursa, ülkemizde yüksek öğretime yerleşecek öğrencilerin neredeyse tamamı sosyal bilimlerden uzak kalmış olacaklar.
Eşit ağırlıkçılara tarih konusunda düzenleme getirildiği gibi sayısal öğrencilere de tarih ve coğrafya konusunda düzenleme getirilmelidir. Aksi taktirde kendi tarihini ve coğrafyasını bilmeyen tıpçıların yahut mühendislerin bu ülkeye ne gibi faydaları olabilir? Sınavda tarih ve coğrafya sorulmayacağı için öğrenciler bu derslere yeterince önem vermeyecekler.
Özel okullar, fen liseleri ve Anadolu liselerinde sözel alan
öğrencisi bulunmuyor. Kısaca; tıp, mühendislik, hukuk, siyasal,
işletme, iktisat ve çoğu öğretmenlik bölümlerini tercih edeceklere
felsefe ve din dersleri sorulmayacak. Bu yeni sistemde imam
hatip liseleri sözel alana mahkum olacaklar. Sayısal eğitim gören
öğrencilere göre dezavantajlı bir konuma düşeceklerdir.
Çünkü İHL’lerde sayısal alanı oluşturan matematik, fizik, kimya, biyoloji derslerinin ders saati sayısı fen ve Anadolu liselerinin sayısal bölümlerine göre daha azdır. Sınavın birinci oturumunda da bu derslerden sorulmayınca bu dersler daha da önemsizleşecektir. İHL öğrencilerinin sayısal alanda başarı yakalama imkanı daha da azalacaktır. İHL öğrencileri ya baştan sayısal alana hiç yönelmeyecekler ya da bu alanda ciddi bir desteğe ihtiyaç duyacaklardır. Bu durum eski zamanda olan katsayı adaletsizliğine benzer bir mağduriyet doğuracaktır.