Atatürk’ün, kurduğu “Laik Türkiye Cumhuriyeti”ni, “Yeni Türkiye” adını verdikleri bir tür dinsel-siyasal yapıya dönüştürme “davasını” güdenler, son zamanlarda özellikle Diyanet İşleri Başkanı eliyle laikliği aşındırıyorlar. Birincisi, “laiklik karşıtı eylemler” anayasamıza aykırıdır ve suçtur. İkincisi, Atatürk’ün tabiriyle “Türkiye Cumhuriyeti’nin karakteri laiktir.” Cumhuriyetimizin laikliği, hem ulusal egemenliğin ve demokrasinin, hem uygar yaşamın, hem din ve vicdan özgürlüğü dâhil tüm özgürlüklerin, hem kadın haklarının, hem de tam bağımsız Türkiye’nin güvencesidir. Laikliğe saldırmak, bütün bunlara saldırmaktır.
En başından anlatayım!
LAİKLİĞİN TARİHSEL TEMELLERİ
Eski Yunanca “laikos” sözcüğünden gelen laiklik, Ortaçağ’da Batı’da “Ruhban sınıfından olmayanları” tanımlamak için kullanılıyordu. 5. yüzyılda Papa I. Gelasius’un ortaya attığı “iki otorite” teorisine göre toplumda siyasi ve dini otorite arasında bir denge vardır. Ancak zamanla dini otorite (kilise), siyasal otorite üzerinde hâkimiyet...