Bunu diyen kadın kocasını öldürmüş, içerde yatıyor. Bir anlamda hayatı kaymış, çocuklarından olmuş, artık parmaklıklar arasında ama o nasıl bir rahatlama hissiyse artık, bu cümleyi söyleyebiliyor. Okurken insanın içi cız ediyor. Hikayeyi bilenler biliyordur... Antalya’da yaşayan 31 yaşındaki Melek İpek, 12 yıllık kocasından sürekli dayak yiyor, çeşitli psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kalıyor, en son kelepçelenip dövülüyor, o şekilde tecavüze uğruyor, sonunda çıkan arbedede kocasını öldürmek zorunda kalıyor.
Yüzü gözü mosmor bir halde jandarma tarafından kurtarılıyor. Yazmayan haykırmayan kalmadı o günlerde; Melek’in nefsi müdafaa ile kendini koruduğu, cezanın ona göre verilmesi çağrıları yapıldı ama Melek’e müebbet istendi. Yani ömür boyu hapis cezasıyla yargılanacak. İşte önceki gün avukatı onun sözlerini iletti; “27 gündür hiç dayak yemedim ve ben burada olduğum için kızlarım dışarda rahat” diyen bir anne.
İçerde olsa bile ‘artık dayak yemediğine’ sevinen bir kadın. İçimi paramparça etti resmen. Erkeklere her türlü kolaylığı gösteren, tecavüz eden adamları dışarı salan adaletimiz; bir kadına böyle buruk bir sevinci layık gördüğü için, içim paramparça. Böyle adalete, bu kararı veren savcılara, hakimlere, emeği geçenlere gerçekten bravo. Size olan inancımız her gün kat be kat büyüyor.
‘Fazla ileri gitmiyor musun?’ diyebilirsiniz… O zaman tek bir örnek daha vereyim... Bütün Türkiye hikayeyi biliyor; geçen yıl Ankara’da evinde ölü bulundu Aleyna Çakır (diğer adı Sema Esen). Sevgilisi Ümitcan Uygun şüpheli olarak gözaltına alındı ama hemen serbest bırakıldı. Raporda, “vajinal sürüntü örneğinde az sayıda sperm hücresi görüldüğü, kızın tırnağında bir kişiye ait DNA örneği bulunduğu” ortaya çıktı ama bu adama inatla DNA testi yapılmadı.
TV’lerde bunları söyleyenler tehdit edildi. Sadece izlendi bütün bu olanlar. Niye? Sonra sıradan bir uyuşturucu soruşturmasında gözaltına alınınca DNA testi yapıldı. Katil oymuş meğer! Bak Allah’ın şu işine. Peki ben ya da benim gibi düşünenler haksız mı şimdi?