Zeki Müren yaşasa, kesin böyle söylerdi. Buna yemin edebilirim ama ispatlayamam! Maximum Kart reklamlarında Zeki Müren’i izliyoruz ya, ondan bahsediyorum. Hani Çağlar Çorumlu’nun canlandırdığı.. Müthiş rol yapıyor bence. İlk olarak ‘Arif v 2016’ filminde, Cem Yılmaz ve Çağlar Çorumlu’nun ortaya çıkardığı bir Zeki Müren yorumu bu.
Sanat Güneşi’nin hatırasına zarar vermeyen, komik, naif bir Zeki Müren rolü çıkarmıştı bu ikili. Filmde izlerken kimsenin itirazı olmamıştı. Şimdi o rol, bir reklam filminde diye ‘Zeki Müren’in anısına saygısızlık’ diyorlar. Ben de bunu söyleyenlere soruyorum: Neden saygısızlık? Kendini bilmez sanatçıların onun hakkında saçma sapan konuşmasındansa, gündeme böyle gelmesi daha hoş değil mi?
Reklamı her izlediğimizde yüzümüzde bir gülümseme ile onu hatırlıyoruz, fena mı? 2.5 dakikalık uzun bir reklam çekmişler ama defalarca izlesem de uzun gelmiyor! Bu kadar uzun reklamı sayısız kez, hem de eğlenerek izlediğim hiç olmamıştı. O zaman reklam başarılı mı? Hem de çok! Bu gereksiz itiraz hali ne o zaman? Elbette tanımam kendisini ama çağının ilerisinde bir kişilik olduğu için söylüyorum, bizzat kendisi de böyle bir reklamda seve seve oynardı bence. ‘Size alo diyorum’ dediği reklam bile bunun göstergesidir.
Pilates yapan, scooter kullanan, bunu yaparken çocuklar gibi sevinçli bir Zeki Müren bana hiç ütopik gelmiyor nedense. Kesin oynardı, bir de ‘kabul buyurunuz efendim bu reklamı’ derdi izleyicilerine. Markanın bu ismi kullanması birileri için sorunsa; gereken izinler alınmış, bağış da yapılmış. O zaman sorun yok efenim!
Bir başka tartışma da Gonca Vuslateri’den sebeple gündemde. Televizyon kurulumu istemiş. Gelen ekip, evdeki evcil hayvanların odaya konulmasını isteyince onları kapıdan göndermiş ve sosyal medyadan şöyle seslenmiş: “TV kurulumu için gelen ekibiniz ‘hayvanınızı odaya kapatın’ derse, biz de onları geri göndeririz efendim!” Evcil hayvan sahiplerinin çıkmazı da bu işte! Siz hayvanlarla yaşıyor, onlara dokunabiliyorsunuz diye herkes böyle olmak zorunda değil! Kötü davranmak konu dışı zaten ama hayvanlara dokunamayan, korkan, alerjisi olan insanlar da var. Bunu anlamak neden bu kadar zor?
Örneğin ben… Oldum olası hayvanlara dokunamam, yaklaşamam. Tanımadığım birinin evine gidince önce ‘hayvan var mı?’ diye sorarım. Varsa, başka yere koyarlar. Yakın arkadaşlarım keza; onlara da gittiğimde hayvanlar hoop başka yere. Nefret ettiğim falan yok, onlara yaklaşamıyorum maalesef. Bundan gurur falan da duymuyorum, hatta saçma buluyorum ama elimde değil. Bu üzerine gidilecek, tedavi edilmesi gereken bir konu. Ben de arkadaşımın küçük köpeğiyle alıştırma turlarına başladım, bunun adı her ne ise yenmeye çalışıyorum bir şekil.