Bunca yıldır İstanbul’da yaşıyorum, yolu iki saat bile sürmeyen Bursa’ya hiç gitmediğimi fark ettim... Dostlar anlatınca, Bursa’nın sadece “Gidip iskender kebap yiyelim” denilecek bir yer olmadığını öğrenmiş oldum! Bu sırada Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da Bursa’yı tanıtmaya, şehrin turizm yönünü öne çıkarmaya yönelik çok sayıda projesi olduğunu öğrendim. Kendisiyle irtibata geçtik, sağ olsun Bursa’ya davet etti ve planladıkları her şeyi bir sabah kahvaltısında anlattı.
Hatta bizi kırmadı; 150 yıllık tarihi belediye binası yakınındaki pazara kadar bize eşlik etti. Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim; Bursa bugüne kadar bir sanayi şehri olarak öne çıkmış; şehri yönetenler de turizme, şehrin tarihi dokusuna pek önem vermemiş, yerli turisti çekecek bu özellikleri pek öne çıkarmamış. Şimdi Başkan Alinur Aktaş tam da buna yatırım yapıyor, yani Bursa’yı markalaştırmaya. Özellikle pandemi sonrası yerli turizmin gelişeceği göz önüne alınırsa, tam da zamanı.
Önceliğimiz tarihi ortaya çıkarmak...
Bursa’ya girer girmez ilk gözüme çarpan çarpık yapılaşma. Güzelim tarihi binaları kapatan öyle çok çirkin bina var ki… Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da söze tam buradan başlıyor: “Bursa’da turizm, ekonomi, tarım, hepsi var ama bugüne kadar en çok sanayiye ağırlık verilmiş. Dolayısıyla hormonlu bir büyüme olmuş. Çok değerli tarihi yapıların etrafına 80’li yıllarda çirkin binalar yapılmış.
Önceliğimiz, o eski Bursa’yı, tarihi değerleri öne çıkarmak ve bir kültür turizmi yaratmak.” İçinde iş adamları, medya temsilcilerinin de olduğu 20 bine yakın kişiyle görüşme yapılmış, ‘Bursa’ya ne lazım?’ diye. “Amacımız Bursa için bir yol haritası çizmek, bir strateji oluşturmaktı” diyor Aktaş. Peki görüşmelerde ön plana çıkanlar neler olmuş?
Bilim ve teknoloji slow city’ler gündemde