‘Su akar yolunu bulur’ derler ya… Kastamonu ve Sinop’ta yaşananlar, bu sözün sağlaması adeta! Olan biten iklim felaketi ya da sıradan bir sel değil. Olan biten yanlış yapılaşma. O dereler diyor ki bize; kusura bakmayın siz yatağımı bastınız, işgal ettiniz ama ben yolumda gidiyorum. Tabii anlayana! İklim değişikliği bütün dünyayı etkilediği gibi bizi de etkiliyor tamam da, bu kadar ölüme ve felakete bu ülkedeki yanlış politikalar ve duyarsızlık sebep. Ah bunu bir anlasak! Olayla ilgili fotoğraflar bunu öyle net anlatıyor ki halbuki. İşin en kötüsü ise bununla ilgili asla sorumluluk almayanlar! ‘İklim felaketi, sel oldu’ diye topu taca atanlar. Doğa bas bas bağırıyor oysa, görün artık şunu… Dere yataklarına ev yapmayın.
Dere yataklarına yapılan evleri almayın, oturmayın. Ormana cam şişeler atmayın, yangına sebep yaratmayın. İklim krizi var anladık da, sen de ateşe körükle gitme işte! Uzmanlar iklim raporları yayınlıyor: Betonlaşma etkisi selleri artırıyor diyor. Ne demek bu? Bize ağaç lazım, yeşil lazım, çevreye duyarlılık lazım, akıllı politikalar lazım demek. Bunları duyan var mı? İnsan insana anlatamıyor madem… Doğa anlatınca, anlarsınız belki!
11 YAŞINDA, İKLİM KRİZİNİ ANLATIYOR
Twitter’da rastladım kendisine… Adı Deniz Çevikuş. 11 yaşındaymış. İklim krizi için tek başına eylem yapıyormuş. Boş vakitlerini İstanbul’un birçok farklı noktasında nöbet tutarak geçiriyor, insanlara krizin boyutunu anlatıyormuş. Helal olsun. Kocaman kocaman insanların anlamamakta ısrar ettiği şeyi anlatmayı kendine görev edinmiş. Şu 11 yaşındaki kız çocuğundan utansak keşke!
BAZI BELEDİYELER NE GÜZEL…