Kaç gündür Melisa Döngel’in anlattıklarını okuyorum... Düşünüyorum üzerine. İstismar edilmek, üstelik öz babanın bunu yapması, bu gerçekle hayatına devam etmek nasıldır? Bir cesaret şikayetçi olmak, sonra da hayatına kaldığı yerden devam edebilmek… Nasıl bir güç lazım bunun için? ‘Ne güçlüymüş’ diyorum o yüzden. Üstelik ünlü bir oyuncu olmasına rağmen, bunu açıklayabilmesi, anlatması. Cesurmuş da. İlk başta o da annesini inandıramadığı için, kardeşini düşündüğü için yapamamış zaten.
Sonra dayanamamış. Baba tutuklanmış ama itiraz etmiş, ‘iftira’ demiş. “Kendimi öldürmeye bile kalktım, artık tahammül edecek sabrım kalmadı. Bir şey olmamış gibi yaşamaktan çok yoruldum. Kendimi 30 yaşında hissediyorum” diyor Melisa. Ünlü birinden dinleyince daha dikkat çekici geliyor kabul edelim. Bunlar sadece üçüncü sayfa haberlerinde yokmuş, diyorsun! İnsanlar nelerle baş etmeye çalışıyormuş diye içinden geçiriyorsun.
Bazı insanların bir eli yağda bir eli balda, onlar kırılmaz, üzülmez, pırıltılı hayatlar içinde hep sanıyoruz ya… Ezbere konuşuyoruz... Kimsenin iç dünyasını bilmeden ahkam kesiyoruz. “Bu saatten sonra nasıl anne olacağım. Bir gün kızım olursa babasıyla nasıl evde bırakırım?” diyecek kadar yaralı ama kız kardeşinin velayetini almak için babasıyla davalık olacak kadar savaşçı bu kadında aklım işte. Hayranlık duyuyorum. Bütün yaşadıklarına rağmen hayatına sahip çıkıp yoluna devam ettiği için. Tüm kadınlara güçlü olmayı hatırlattığı için.
İşte güçlü bir kız daha… Olumsuzluklara karşı savaşan, kendi kaderini değiştiren bir kız. Bütün Türkiye’nin günlerdir konuştuğu, 13 yaşındaki hentbolcu Merve Akpınar. “Sen kızsın, şort giyemezsin, erkeklerin yanında oynayamazsın diyerek beni hep dışladılar” dedi ve gözyaşlarına hakim olamadı ya hani... Artık o hepimizin bağrına bastığı bir genç kız oldu. En büyük şansı ise ailesiymiş.