Artık bir kadının bile bile yok sayılmasına, bir erkeğin gölgesinde bırakılmasına tahammülümüz yok, yetti. Anında tepki, anında itiraz! Son yaşanan olay da bunun en güzel örneğiydi. Malum; Alman BioNTech şirketinin sahipleri Prof. Dr. Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci, dünyaya umut olan Covid aşısının mucitleri... Dünya medyasında manşetteler. Birlikte, yan yana. Bir tek bizde kadın olan yok sayıldı, erkek olan kapağa taşındı! Evet; Uğur Şahin’i kapak yapıp, ‘Dünyanın Uğur’u’ diye başlık attılar.
Oysa ikisi de doktor. İkisi de şirketin sahibi. İkisi de aşıyı bulan ekipte. Kadın evinde kocasına fasulye ayıklıyor olsa, ‘tamam iş röportajı’ dersin ama değil işte. Sorsan ‘Niye?’ diye, cevap yok! Başka bir şey daha var, utanarak yazıyorum ama Prof. Dr. Özlem Türeci; sarışın, mavi gözlü, genç, genel güzellik kavramına hitap eden bir kadın olsaydı, manşetlerden inmezdi! O yüzden hep diyorum ya, batsın sizin bu çifte standartınız!! Neyse işin iyi yanı şu; bu numaralara artık karnımız tok. Yemiyoruz! Böyle şeyler yapanı anında kınıyoruz, ayıplıyoruz. Bu mudur? Budur!
Şaka yapmıyorum. Güzelliğinden ya da işinden de bahsetmiyorum. Yıllardır bir şekilde kendini gündemde tutmasının, hiçbir şey yapmadığı halde yaşadığı özgüven patlamasının önünde saygıyla eğiliyorum. POSTA Cumartesi ekinde Alev Gürsoy Cimin’e anlatmış:
Türkiye Oscar adayı filmini seçti: Mehmet Ada Öztekin imzalı ‘7. Koğuştaki Mucize’. Hey gidi günler, koşarak sinemaya gittiğimiz günlerde ne çok izlendi. Çok etkileyici, hüzünlü, insanın içine işleyen bir film hakikaten. Başroldeki Aras Bulut İynemli de gerçekten döktürüyor. O yüzden bu filmin Oscar adayımız olmasına sevindim, çünkü hak ediyor.
Fakat ufak bir pürüz var: Bir Güney Kore filminin uyarlaması. Dolayısıyla ortada bir tartışma var. Oscar tarihine göre bu bir problem değil ama sinema yazarları hararetle orijinal bir yapıtla temsil edilmemiz gerektiği fikrindeler. Haklılar mı? Sonuna kadar! Gönül isterdi ki; özgün bir hikayemiz olsun, bizim olsun, kalpten olsun.
Belli ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sinema alanındaki meslek örgütlerinin temsilcilerinden oluşan seçici kurulun bu filmi seçmesinin nedeni; seyirci beğenisi. Hatta filmin yurt dışında da büyük ilgi görmesi. Filmin oyunculuğuna, kalitesine kimsenin lafı yok ama eğer ilk beş arasına giremezsek; sırf bu yüzden giremeyiz gibi geliyor bana. Yine de yolu açık olsun.