Çoğu zaman ‘Mehmet Ali Erbil’dir, ne yapsa yeridir’ dedik. Dinledik, güldük geçtik söylediklerine, şakalarına... Ama yıllar geçiyor, o hâlâ aynı şeyleri anlatıp duruyor: Çapkınlıklarını, kadınları aldatışını, ‘elimin kiri’ deyip geçişini, genç kadın sevdiğini, yaş skalasının 32’ye çıktığını falan komiklik süsüyle bütün topluma sevdirmeye çalışıyor. Okudukça, ‘insan bir arpa boyu yol gitmez mi ya?’ diye sorakalıyorsun!
POSTA’dan Oya Çınar’a röportaj vermiş Mehmet Ali Erbil; dün Cumartesi ekinde okumuşsunuzdur. “Rakı içen kadından nefret ederim” diyor… “Çocuğu olan kadınla evlenmem” diyor… “İyi ki” diyorsun, “Hiç değilse kadınların yarısı kurtulmuş sayılır senden!”
Sonra çocuklarını anlatıyor, “Yasmin kız arkadaşlarıma hakaret ediyor” diyor, oğlu Ali Sadi’nin kız arkadaşlarıyla tanışmayıp “Ne diye tanışacağım yüz taneden biriyle” deyip terslediğini anlatıyor. Ne güzel değil mi? Acaba onları bu duruma getiren kim diye sorman gerekmiyor mu?