Yazıma, Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım’ı tebrik ederek başlamak istiyorum. Maske takmayan kişilere 3 gün karantina ile birlikte en az 10 kitap okuma cezası vermiş! Öyle bir uygulama ki bu; eminim şehirde maske takma oranı anında yükselecektir. Kitap okumak yerine maskemi paşa paşa takayım diyecekler bence! Dalga geçmiyorum... Vali Kaldırım, şahane bir uygulama düşünmüş çünkü memlekette kitap okuma alerjisi var... Bakın; Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin 2016 verilerine göre, kitap ihtiyaç listemizde 235’inci sırada yer alıyor. O yüzden haberi okuyan insanların sosyal medyada “Böyle ceza mı olur?”, “Kitap okumak ceza değildir” demesini hiç anlamıyorum.
Hayatında tek kitap okumayan adama elbette kitap okumak büyük ceza! Meslek hayatımda sayısız ünlü ile röportaj yaptım; yeri geldi kitap okuma alışkanlıklarını sordum. O kadar çok kişi “Kitap okumayı sevmiyorum, hiç kitap okumadım” dedi ki! Şimdi bunlara ‘kitap okuyacaksın’ desen; ceza mı olur, ödül mü? O yüzden ezbere cümleler kurmayın. Maske takması gerektiğini bildiği halde ısrarla takmayan cahil insana, kitap okutmak ödül müdür, ceza mı?
Asıl şoru da şu: Bu cezayı alanların kitap okuyup okumadığı nasıl denetlenecek acaba? Bu insanlar hangi kitapları okuyacaklar, Cin Ali mi mesela? Okuduklarına dair özet mi hazırlayacaklar, jüriye mi anlatacaklar anafikri? Sayın Vali, detayları da anlatırsanız çok memnun oluruz.
Kitap otomatı koyan hastane
İstanbul’da bir hastanede kitap otomatı gördüğü için sevindirik olan biri, Twitter hesabında şöyle yazıyor: “Yanlış mı gördüm? Yooo, gerçekten de bir kitap otomatı bu! Kitap tercihleri daha iyi olabilirdi ama her türlü sevindirik oldum…” Ben de görsem, sevindirik olurdum valla! Okuma seviyesi düşük bir ülkede kahve, içecek, abur cubur otomatı gibi kitap otomatı koyan bir hastane olmasına mı sevinelim? Bunu gördüğü için sevinen insanların olmasına mı? Baktım; Şişli Memorial Hastanesi’ymiş bunu yapan. Ama Liv Hospital Ulus’ta da varmış kitap otomatı.
Esenler Otogarı’na da konulmuş. Keşke kamusal alanlarda daha çok rastlasak, insanların gözüne gözüne soksak kitapları… Café Nero kahve zincirini bu yüzden seviyorum... Bir yayınevinin kitaplarını kasa yanında satıyorlar. Evet kitaplar tartışılır yine ama insanların gözünün önünde duruyor o kitaplar hiç değilse. Ve kahve kitap ikilisi kadar şahane şey mi var? Kahve için de, okumak için de iştah açıcı bir ortam. Düşünenleri tebrik ederim, alkışlarım, gider bir kitap da ben alırım.