Günlerdir… İtfaiye işçileri, orman işçileri, belediye çalışanları, zabıtalar gerçekten insanüstü çabayla çalışıyor. Yerlerde ya da bir köşede, birer şezlong bulup yorgunluktan sızana kadar. O görüntüler içime öyle işledi ki, içimden şunu geçirdim hatta: Bu alevler durulunca, bölgedeki otel sahipleri bu itfaiye erlerine birkaç gün tatil armağan etse keşke diye… Bir de vatandaşlar var.. Hiç üşenmeden yardım çağrıları yapanlar.. Bizzat kolları sıvayarak, o yardımları doğru yerlere ulaştıranlar/dağıtanlar..
Sahaya inenler, itfaiye eri gibi çalışan normal vatandaşlar... Hiçbir şey yapamıyorsa fidan ya da para bağışlayanlar.. O da olmadı, sosyal medya gücünü kullananlar... Ayağınıza taş değmesin, her birinizin gönlünüzden ne geçiyorsa olsun inşallah! Siz ne güzel insanlarsınız ya… Yalnız bırakılmış o insanlara, yalnız olmadığını hissettiren, yardım etmekten gocunmayan ne şahane insanlarsınız. İnsana olan güvenimizi, iyiliğe inancımızı artırdınız. İyi ki varsınız, sağ olun.
Yardım dernekleri kuran ünlüleri es geçiyorum, onlar zaten yardım etmeye gönül vermiş insanlar… Bir de hiç mecbur değilken, bu olanları sadece izlemek istemediği için, içi yandığı için çırpınan ünlüler var. Bundan sonra ayrı yere koyacağım, ‘erdemli’ isimler onlar...
***
Sosyal medya doğru kullanıldığında ne büyük güçmüş, değil mi? Yangında o kadar çok insanın destek bulmasına yaradı ki… En ilgisiz kişileri bile harekete geçirdi üstelik, ‘ben de yardıma gideyim’ diye yerinden kaldırdı. Öyle çok şey öğrenmemizi sağladı ki yine/yeniden...
İlk gün panikle fide bağışlamamız için acele etmeye hiç gerek yokmuş mesela, ormanlar kendi kendini yenilermiş, öğrendik. Fidan bağışlarının aslında nereye gittiğini öğrendik. Kimlerin yardım etmesi gerektiği halde etmediğini, kimlerin hiç mecbur değilken yardıma koştuğunu öğrendik. Daha bir sürü şey öğrendik, hepsini cebimize koyduk. Kimisi elbette kötülüğü, gaza getirmeyi, alevi daha da harlamayı, çetele tutmayı, ayar vermeyi seçti yine...