“Kur’an İslam’ı” ve “Dinlerarası Diyalog” projesinin ortak
hedefi “Peygambersizİslam”dır. Kur’an İslam’ı, Batı’da Katolik
geleneğin bir kenara bırakılıp, “Sola Scriptura” yani “sadece
kutsal kitabın (İncil)” söyleminin bir benzeridir.
Hıristiyan-Protestan gelenekte kendini bulan sadece İncil’i kabul
edip Katolik geleneğinin yok sayılması süreci 19. yüzyıla
gelindiğinde “Kur’an İslam’ı” adıyla her şeyin sadece Kur’an’dan
alınması fikriyle İslam dünyasında ortaya çıkmıştır. Batı’ya karşı
mağlubiyet psikolojisi yaşayan zihinlerce ortaya atılan “Kur’an
İslam’ı” söylemi özellikle Moğol istilası ve devamındaki İngiliz
işgalinden bunalmış Hint ikliminde vücut bulmuştur. İslami
gelenekte kabul gören sünnet anlayışına karşı başlatılan bu
hareket, hadislerin güvenilirliği ile Peygamber Efendimize itaati
ve O’nun örnekliğini sorgulayıcı bir fikri akım haline gelmiştir.
“İslam sadece Kur’an’dan ibarettir” tezi çerçevesinde toplanan bu
ekolün Hindistan’da vücut bulması tesadüf değildir. Zira bu
hareketin çıkış tarihi İngilizlerin Hindistan’ı işgal ettiği
yıllara tesadüf eder. 1858 yılında İngilizlerin Hindistan’ı işgali
bu hareketin lideri SeyyidAhmed Han’ı, “Kurtuluşun tek reçetesinin
Batı’daki gibi dini sorgulamaktan geçer” fikrine itmiştir. İşte bu,
Batı’ya karşı kompleksin ve mağlubiyet psikolojisinin ta
kendisidir.