MESLEĞİNE yürekten bağlı, aralarında haksız yere işini kaybetse bile içindeki bilim yapma aşkını yaşatabilenlerin bulunduğu, o yolda çalışmaya devam eden, entelektüel ve şahsi dürüstlüğüne güvenebildiğiniz insanlarla/meslektaşlarla üç gün geçirmek gerçekten terapi niyetine geçti. Uluslararası İlişkiler Konseyi (UİK), Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden bir grup akademisyenin girişimiyle kurulmuş, her yıl dağlık bir bölgede düzenlediği Güvenlik Akademisi'nde genç siyaset bilimcileri buluşturan, Uluslararası İlişkiler Dergisi'ni de çıkaran bir kuruluş. Sivil. Namütenahi kaynaklara sahip olup da itibar sahibi olamayanlardan değil. Dergisindeki, farklı dünya görüşüne sahip akademisyenlerin ya da uzmanların yazdığı yazıların bilimsel niteliğinden kimse şüphe etmiyor. Geçen hafta sonu UİK Side'de iki yılda bir toplanan Uluslararası İlişkiler Çalışmaları ve Eğitimi Kongresi'nin sekizincisini Antalya Bilim Üniversitesi ile birlikte düzenlendi. Meşum darbe girişiminden sonraki bu ilk buluşmada yabancı ve yerli 56 üniversiteden gelenlerle birlikte, üniversiteleri kapatıldığı için ya da KHK nedeniyle işsiz kalmışların da katılımıyla her telden çalan, çeşitli görüşlerden 172 akademisyen, kamu ve özel sektörden gelen katılımcılar 34 oturumda bilgilerini, çalışmalarını, dünya sistemi ve Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili önemli konuları tartıştılar. En ilgi çekici sunumlardan birini Bezen Balamir Coşkun yaptı. Akademi dışındaki uzmanların uluslararası ilişkiler alanına katkılarını anlatan Coşkun'un çalışmasından mesleğine ve kendisine saygısı olanların, yaşadıkları tüm zorluklara ve travmaya rağmen mesleklerine nasıl sıkı sıkıya sarıldıklarını, ne ölçüde değerli işler yaptıklarını öğrendik.